Bir Özlem Bir Blog

Merhabalar!

Başlıktan da anladığınız gibi dolar kurunun uçuşlarda olması sebebiyle muhtemelen son, stokçu ruhum ve kozmetik blogu sahibi olmam sebebiyle de "dev" bir alışveriş yaptım. Aslında gerçekten çok uzun süredir kozmetiğe bu kadar deli para yatırmıyordum. İhtiyaç dahilinde birkaç ürün alıp indirim dönemlerini az hasarla atlatıyordum. Ta ki dolar 7 lirayı bulana dek.

Evet ekonomi ciddi çöküşte, vicdan azabı çekmiyor değilim ama merak ettiklerimi de son kez almak istedim. Bu ekonomik durumlar çok ayrı bir yazı konusu zaten.

Öncelikle şunu belirteyim, aldıklarımı paylaşma sebebim özellikle şu; hali hazırda siz de alışveriş yapacaksanız benim aldıklarım, ilgimi çekenler, yedeklediklerim size yol gösterir belki. Bu sebeple de indirim bitmeden stoklar tükenmeden hemen yazıyorum. Ayrıca blogger değilseniz, kozmetiğe gönül verenlerden değilseniz bu kadarına da hiç gerek yok. Çok daha uzatmadan aldıklarıma geçelim;

Maybelline Brow Tattoo (Dark Brown): Bu kaş dövmesini çok severek kullanıyorum. Özellikle işe giderken sabahları kaşlarımı doldurmama gerek bırakmadığı için gayet pratik. Memnun kaldığım için yedekledim. Gratiste indirimli fiyatı: 25,50 TL

Maybelline Instant Anti-Age Eraser Kapatıcı (06- Neutralizer): En sevdiğim, zaman zaman tüm yüzüme fondöten olarak bile uyguladığım kapatıcım. Light, Fair, Nude renklerini de kullandım ancak sarı alt tonlu bu kapatıcı boynumla daha güzel uyum sağladı. Light renginden daha aydınlık açık renkli bu kapatıcıların yazısı çok yakında blogumda olacak. Mutlaka bakmalısınız. Gratiste indirimli fiyatı: 25,50 TL

Revlon Colorburst Lip Butter ( 045 Cotton Candy & 047 Pink Lemonade): Bu iki renkli lip balm piyasadan kaldırıldığı için adedi 9.90 liraya düşmüştü. Aslında Pink Truffle rengi favorim ancak o yoktu, o sebeple bulduğumu satın aldım. Eğer güzel renklerini bulabilirseniz bir kurcalayın derim. Watsons'tan satın aldım.

Golden Rose Longstay Kaş Kalemi (104): Gerçekten de adı gibi uzun süre kalıcı, incecik uçlu kaş kalemi yumuşacık incecik ucu sayesinde tek tek kıl çizmeye yarıyor adeta. Bendeki 104 numara, acı kahve ve bu aldığım aynı kalemin dördüncüsü :)) Ne kadar sevdiğimi anladınız mı? Genellikle kalemlerde indirim olmadığı için indirimsiz Fiyatı: 14,90 TL

Loreal False Lash Superstar Maskara: Özel günlerde veya günlük olarak kirpiklerimi dolgun, uzun hissetmek istediğimde elim hep bu maskaraya gidiyor. Öyle seviyorum ki şu an üçüncüsünü kullanıyorum.Bir tarafı beyaz renkli baz diğer tarafı maskara olan bu ürünü yedeklemek için aldım. Gratiste indirimli Fiyatı 35,90 TL

Loreal Volume Million Lashes Extra Black Maskara: Bu maskarayı da bayılarak kullanıyorum. Loreal'in en severek kullandığım iki maskarasından biri. Ekstra siyah rengiyle günlük yaşamda fazla dikkat çekiyor ancak özel günlerde tam takma kirpik etkisi sağlıyor. Watsonstan aldım, indirimli fiyatı 31,25 TL

Deborah 24 Ore Instant Maxi Volume Maskara: Watsonslarda belli bir tutarı geçtiğinizde 19,90 liraya düşüyordu. Deborah'ın maskaraları çok övüldüğü için denemek istedim. Ambalaj rengi de beni benden almadı değil :)

Loreal Infallible Stick Fondöten (130 Vanilla): Stick fondöten kullanmayı likit fondötenlerden daha kullanışlı buluyorum. Bu sebeple de cildimi ağırlaştırmayan, kuru bölgelerimi pütür pütür yapmayan bu fondöteni çok sevdiğim için yedeklemek istedim. Bendeki rengi Vanilla, gördüğüm kadarıyla oldukça geniş bir renk skalası var. Watsons'tan indirimli fiyatıyla 35,90 liraya satın aldım.

Loreal Infallible Stick Aydınlatıcı ( 501 Oh My Jewels): Tıpkı stick fondötenler gibi stick aydınlatıcıları da daha pratik buluyorum. Maybelline'in stick aydınlatıcısından memnun kalınca, herkes bunu ondan da güzel bulunca ben de denemek istedim. Doğru rengi tutturdum umarım. İndirimli fiyatı 35,90 TL

Loreal Infallible Stick Allıklar (001 Sexy Flush & 002 Nude In Rose): Özellikle yaz aylarında kalıcılığından dolayı tercih ettiğim stick allıkların Golden Rose markasına ait olanını severek kullandım ve bunların çok daha yumuşak ve harika renklere sahip olduğunu gördüğümde hemen aldım. Fiyatları indirimde 35,90 TL

The Balm Even Steven Fondöten (Light): The balm ürünlerini taa en başından beri severek kullanıyorum. Bu fondöteni de bir ara denemiş dokusuna bayılmıştım. Köpük/krem fondöten kıvamında güzel bir fondöten. Tek handikapı ambalajı :( %40 + Gratis Karta %10 indirimle 42,90 TL

The Balm Nude Beach Far Paleti: The balm markasının far paletlerine nasıl tutkun olduğumuz ortada. Son çıkan bazı paletleri ilgimi çekmese de bu palet mutlaka olmalı dedim malum bundan sonra indirimde 100 liralar bayılmak zorunda kalabiliriz. Renklerine mutlaka bir bakın derim.

%40 + Gratis Karta %10 indirimle 71,90 TL

The Balm Balm Springs Allık: Elimde serinin diğer allıkları da var, gerçekten çok başarılı bulduğum allıklar, renginin de çok doğal olduğunu görünce hemen almak istedim. %40 + Gratis Karta %10 indirimle 38,90 TL

The Balm Schwing Eyeliner: Sürümü kolay, simsiyah, kalıcı bir eyeliner arıyorsanız en güzel seçenek bu sanırım. Bu benim üçünci ambalajım. Fiyatı %40 + Gratis Karta %10 indirimle 29,50 TL

Loreal Casting Créme Gloss Saç Boyası (200 Karadut Siyahı): Saçlarımın rengi son yıllarda saçma sapan şekilde açılıyor, ben de koyu renk sevdiğimden siyaha boyuyorum. Bu boya Yarı kalıcı yani 28 yıkamada saçtan akıyor. Saçtan akması "Dip çıkması" biçiminde olmadığı için siyah rengi bile kullanmak aşırı kolay oluyor. Vaadinin aksine 28 yıkamadan fazla kalıyor saçlarımda, rengi öylesine doğal ki bayılıyorum. Kendisinden başka boya kullanmadım şimdiye dek.Adet fiyatı Gratislerde indirimle 12,90 TL

Schwarzkopf Palette Kalıcı Doğal Renkler Saç Boyası (5-0 Açık Kahve &1-0 Siyah): Bunları kendime almadığım için fazla yorumlayamayacağım. Yine Gratisten aldım.İndirimde tanesi 7,10 TL idi.

Loreal Işıltı Canlandırıcı Şeker Peelingi: Intagramda, Youtube'da bloglarda her yerde deli gibi övülen bu peelingi sırf merakımdan aldım diyebilirim. İndirimli fiyatı 19,90 TL

Loreal Siyah Nokta Karşıtı Saf Kil Maskesi: Şu an elimde Kömür içerikli Detoks kil maskesini severek kullandığım için bunu da bir denemek istedim. Bunun da fiyatı indirimde 19,90 TL

Nip + Fab Exfoliate Glycolic Scrub Fix: İçerisinde tuz taneciği gibi tanecikleri olan, aynı zamanda glikolik asit de içeren bu peelingi daha önceden de severek kullanmıştım. Yeniden satın almak istedim. Watsons mağazalarında %40 indirimle 26,90 TL

Nip + Fab Glycolic Fix Night Pads Extreme: Extreme olmayan %2 lik versiyonunu kullanıp beğendiğim için daha yüksek asit içerikli versiyonunu denemek istedim. Belki çillerimin rengi açılır umuduyla :) Fiyatı %40 indirimle 35,90 TL

Benri Kare Pamuk 80 li Paket: Gratislerden aldığım bu pamuklara artan fiyatları sebebiyle muadil arıyorum. Ancak böyle kalitelisine henüz rastlamadım. Fiyatı 4,25 TL

Eklips Seyahat Şişeleri: Özellikle minik kutularını seyahat dışı da çok kullanıyorum. Son dönemlerde fiyatları aşırı arttı bu setlerin. 5,95 TL olunca yedeklemek istedim.

Loreal Elseve S.O.S Onarıcı Koruyucu Saç Bakım Kremi: Klasik saç güzelleştirici kremi bayıla bayıla kullanıyorum. Hele o kokusu, hele o dokusu... Daha sonra onarım vs iddialarını da duyduktan sonra alayım dedim ve beğendim. Anlık onarımlı görünüm sağlıyor, saçları yağlandırmadan şekil veriyor. elektriklenmeyi engelliyor. O sebeple yedekledim. Fiyatı 24,90 TL imiş,Gratiste indirim yoktu sanırım.

Purederm Exfoliating Gözenek Temizleyici Ped: Bu pedlerden kaç tane kullandığımı hatırlamıyorum. Neredeyse her Gratis alışverişimde 1-2 tane alıyorum. Fazla almıyorum çünkü kuruyorlar. Bir tarafı pürüzlü bir tarafı pamuksu dokuda olan bu pedler cildinizi çok harika temizliyor. Tanesinin Fiyatı indirimde 2,15 TL

Benim alışverişim bununla kalmadı elbette. Bir başka yazıda diğer aldıklarımdan da bahsederim. Sizler neler aldınız indirimde? Mutlaka bak dediğiniz ürünler var mı? Mutlaka yorum olarak yazın olur mu?

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere,

Sevgiler,

Özlem

Devamını oku

Merhaba! Beni yakından takip edenler 11 Şubattan beri diyette olduğumu ve hiç sıkılmadan 5 kg kadar verdiğimi bilirler. Bugün sizlere bu süreçte diyetimi eğlenceli hale getiren bir kaç şeyden zaman zaman bahsedeceğim. İlk olarak diyet sürecimde işimi oldukça kolaylaştıran Sek Quark'tan bahsedeceğim. Karşınızda Sek Quark Çeşitleri İnceleme yazım;

Bu süre zarfında denemediğim çeşidi kaldı mı bilmiyorum,web sitelerinde de yedi çeşidi mevcut ve ben son Migros alışverişimde sizin için tüm çeşitlerini alıp denedim. Bazılarını bayılarak yedim, bazıları ise yenmeyecek kadar kötü olmasalar da pek sevemedim. Yukarıda gördüğünüz çeşitlerin hepsini en az bir kere denedim velhasıl.

Öncelikle Nedir Sek Quark?

Yoğurt gibi bir tadı olup ilk bakışta yoğurt gibi algılansa da Sek Quark aslında bir peynir. Yani yoğurda göre daha yüksek protein, daha düşük yağ içeriyor. Bu da bu ürünü yoğurda göre daha avantajlı kılıyor.

Genellikle hafta içi sabahları veya okulda aceleyle tükettiğimden içlerini fotoğraflamadım. Şu şekilde bahsedecek olursam içerisindeki meyveyle anı olacak biçimde çok hafif renkli, kalın kıvamlı (hazır yoğurtlar gibi) ve içerisinde meyve parçacıkları bulunuyor.

150 gramlık bu peynirlerde nasıl başarıyorlar bilmiyorum ama kaloriyi ve besin değerini sabit tutmayı başarmışlar. (Sade Hariç) İçerik ise birazcık kalabalık, bu beni birazcık endişelendiriyor. Çünkü diyet yapayım derken yapay tatlandırıcılı (bildiğin şeker) , renklendiricili ürünler yemek ne denli doğru bilmiyorum. Ha bir de "süt kreması" durumu aklımı çeliyor ama öte yandan düşünüyorum da hazır yoğurtlar ne kadar güvenilir?

Biraz da çeşit bazında konuşmak istiyorum,

En sevdiklerim; Armut, Şeftali, Çilek ve Elma Tarçın. Bu sıralama sevgi fazlalığına göre.

Sade olan ise ne yaptıysam boğazımdan geçmedi, aşırı yoğun ve ağır. İçerisine ne eklediysem olmadı, yiyemedim.

Limonlu da maalesef limon kabuğu içeriyor ve limonu ne kadar sevsem de iki kaşıktan sonra gitmiyor meret. Unutmadan, Limonlu Quark yalnızca Migroslarda satılıyor.

Sevmediklerim içinde belki de en yenilebilir olan Yaban Mersinli, yine ikinci kaşıktan itibaren bayma hissi, ekşi mi tatlı mı bilemediğim bir lezzet... Bu yazıdan sonra hiç kuşkusuz Armut, Şeftali ve Çilek ile yoluma devam edeceğim. Elma Tarçınla da çok net bir ilişkim yok çünkü.

Bu ürünleri gerçekten çok seviyorum, okulda ara öğünlerde, canım kahvaltı yapmak istemediğinde ve önüne geçemediğim tatlı krizlerinde oldukça kolaylık sağlıyor ama içerikteki şekerden dolayı ilişkimi sınırlıyorum.

Kolay kolay her markette bulunmayan Sek Quark'ı ben Migroslardan satın alıyorum. Zaman zaman kampanyalı, indirimli oluyorlar. İndirimsiz fiyatları ise 2.95 TL.

Siz diyet dönemlerinizde hangi ürünlere başvuruyorsunuz?

Sek Quark'ı denediniz mi?

Yazarsanız sevinirim,

Sevgiler,

Özi

Devamını oku

Merhaba, bugün sizlere iki postada yaptığım dev Yves Rocher alışverişimden bahsedeceğim.

Öncelikle daha önce yaptığım alışverişin üzerinden epeyce geçtiği için ürünlerde bazı değişimler ve eksik ürün gösterdiğim olmuş :( Onu da şimdi fark ediyorum. Yves Rocher çok sık kampanya ve indirim yapan bir marka. Ancak indirimlerinden ziyade kampanyalarından faydalanıyorum devamlı.

İlk olarak toplu fotoğraf üzerinden en yeni aldıklarımla başlamak istiyorum,doğum günü kampanyam ve %30 indirim kampanyasından aldıklarım bunlar;

Yves Rocher Köpürmeyen Krem Şampuan: Derinlemesine temizlediğini duyduğum için merak etmiştim,denenecekler listemdeydi,satın aldım. Fiyatı 18 TL idi.

Yves Rocher Kuru Saçlar İçin Besleyici Şampuan: Daha önce onarıcı serisini kullandığım Yves Rocher şampuanların bir de bu versiyonunu denemek istedim. Kokusu çok güzel. İndirimsiz fiyatı 30 TL idi,sanırım 17 TL filana geldi.

Yves Rocher Kuru Saçlar İçin Besleyici & Onarıcı Saç Maskesi: Şampuan sonrası kullanım için aldım. Fiyatı 20 TL idi.

Yves Rocher Kuru Saçlar İçin Besleyici ve Onarıcı Durulanmayan Bakım: Daha önceden de kullanıyordum, kokusu oldukça güzel ve saç uçlarımı nemlendirmişti. Seriyi satın almışken yenilemek istedim. 15 TL filandı.

Yves Rocher Naturelle EDT: Bayılarak kullandığım taze kokulu parfümüm. Ne zaman kullansam istisnasız herkes soruyor. Bu 6. şişem filan olacak. Biraz çabuk bittiği için her doğum günü indiriminde alıyorum. İndirimsiz fiyat üzerinden 1 alana 1 bedava şeklinde aldığım için ikisine 120 TL ödedim. Bu parfümün fiyatını çok fazla artırmaya başladılar. Seneye alır mıyım bilmiyorum!

Alışverişimle beraber Frambuaz Sirkeli Parlatıcı Saç Güzellik İksiri ve Limonlu Fesleğenli duş jeli hediye edildi. Saç ürününe alternatif Jojobalı Saç Bakım yağı vardı ancak ondan elimde var, o sebeple bu sirkeyi seçtim. Duş jelinde ise Mangolu yerine Limonluyu tercih ettim.

Daha önceki alışverişimi ise "her 70 TL lik alışverişe 49 tl ödeyin" gibi bi kampanya ile yapmıştım. Bu alışverişim için size ürünlerin indirimsiz fiyatından bahsedeceğim. Dört parça ürün aldım ve yanında bu maskara hediye edildi. Şimdi gelelim aldıklarıma;

Yves Rocher %100 Doğal Toz Peeling: Ciltteki ölü tabakayı ve kiri atmayı vaad ediyor. İçeriğinde Yeşil Kil, Papatya, Kayısı, Baikal Tozu, Esmer Şeker, Sünger Taşı, Selüloz var. Sanırım 20 TL ye almıştım.

Yves Rocher Hydra Vegetal Nemlendirici ve Ferahlatıcı Temizleme Jeli: Daha önce küçük boyunu severek kullanmıştım, özellikle kışın kurumaya meyilli cildimi çok güzel temizlediği için büyük boyunu almak istedim. 390 ml ve şu an indirimli olarak 43.90 TL

Yves Rocher Süngerli Oje Çıkarıcı: Özellikle koyu renkli ojeler için aldım. Çünkü iki kat sürülen ojeler bazen cidden zor çıkabiliyor. Ben 9.90 a almıştım şu an 13.90 TL

Yves Rocher Rötüş Oje: Ciddi bozuklukları düzelttiğini umduğum için aldım. Normalde şeffaf ama ben kırmızı oje üzerine uyguladığım için rengi değişti :) Performansı fena sayılmaz ;) Fiyatı 15.90 olmuş.

Bu arada ne yazık ki bu aralar sıkça zam gelmeye başladı markaya, kısa süre önce 105 TL olan parfümüm bir anda 120 ye yükselmiş, ufak tefek ürünlerde bile 1-2 TL zam var :( Böyle giderse Yves Rocher'den yaptığım alışverişlerim seyrekleşecek. Çünkü gerçekten değerinin üzerinde fiyatlar bunlar.

Benim bakım ağırlıklı Dev Yves Rocher Alışverişim bu şekildeydi,

Siz markanın hangi ürünlerini seviyorsunuz?

Yazarsanız sevinirim,

Sevgiler,

Özi

Devamını oku

Yeni Yaşıma 21 Kala! İlginç bir başlık olduğundan eminim :D Dün akşam yine sadehayatim.com'da geziniyorum ve bir yazı çarpıyor gözüme. 21 günde hayatı sadeleştirin! Ve kafamda bir aydınlanma! Evet bugün 19 Şubat ve 27. yaş günüme tam tamına 21 gün var! Ve ben de bu yazıyı hazırlamaya koyuluyorum!

Blogumda daha önceki sadeleşme yazımı okuduysanız artık "sadeleşme","minimalizm" olaylarına giriş yaptığımı, hem de hızlı ve bodoslama daldığımı biliyorsunuz.

Nedir minimalizm kısaca bahsedecek olursam, fazlalıklardan kurtulmak! Her manada. Eşya, insan, duygu, yemek, kilo... :)

Ben bu 21 günde güzel alışkanlıklar edinmeye çalışacağım! Yapınca kendime kızdığım şeyleri bırakmak olacak biri de. Örneğin az hareket etmek, insanlara kolay güvenmek, her şeyi gereğinden fazla kafama takmak... gibi durumları değiştirmeye çalışacağım.

1 haftadır zaten sağlıklı beslenmeye başladım, 21 gün boyunca da gereksiz tek bir şeker ve abur cubur almayacağım ağzıma. 21 günün sonundaki doğum günü pastamı saymazsak :)

O kadar güzel etkiledi ki bu fikir beni! Ama özellikle eşyalardan arınma uygulaması oldukça zor. O sebeple oldukça yavaş şekilde başladım ve fazla eşyaları toparlamak için de bir kontrol listesi işimi kolaylaştıracaktır. Yukarıda bahsettiğim sitede aslında bir kontrol listesi var, yazıyı okursanız bulacaksınız. Ancak evin genel sorumluluğu benim üzerimde olmadığından ve asıl sorumluluk kendi eşyalarımda olduğundan kendi listemi oluşturdum.

Banyo

Makyaj Dolabım

Makyaj Dolabım 2

Makyaj Çekmecelerim

Kozmetik Stok Kutum

Hobi Malzemelerim

Kalemlerim

Defterler

Kitaplar

Giysi Dolabı

Giysi Dolabı 2

Çorap/Çamaşır

Takılar

Tokalar

Telefon Aksesuarları

Çalışma Masası

Yine Çalışma Masası

Eski Fatura ve Kağıtlar

CD/USB/Kablolar

Telefondaki dosyalar

Bilgisayardaki dosyalar

Listemi bu şekilde düzenledim, bu benim kendi yaşam alanıma göre düzenlemiş olduğum listem. Yapılacaklar listemi oluşturdum. Sıralı olarak yapabilir miyim bilmiyorum çünkü çalıştığım için o gün o bölümdeki işi halletmeye kanalize olamayabilir, başka bir bölümü düzenlemek isteyebilirim.

Tamamladıklarımı yapılacaklar listemde yapıldı olarak işaretledikçe mutlu olur bir sonraki işe motive olurum!

Bugün banyodaki kişisel bakım ürünlerimden başlıyorum bile.

Sizin fikriniz nedir? Yazarsanız sevinirim,

Sevgiler,

Özi

Devamını oku

Merhaba! Bugün blogumda sizlere koleksiyonumdaki Wet n Wild rujlarımı paylaşacağım. Açıkçası bazılarını bu yazıdan sonra elden çıkarmayı planlıyorum. Wet n Wild uygun fiyatlı ve benim oldukça başarılı bulduğum, sevdiğim bir marka. Bir çok ürün MAC ürünlerine muadil gösteriliyor. Ben bu hususta yorum yapmayacağım çünkü elimde o ürünler yok.

Rujların ambalajları oldukça dandik. Kapakları gevşemeye ve açılmaya çok müsait. Ne kadar dikkat ederseniz edin çantanıza attığınızda açılacak ve etrafa bulaşacak. Kapaklar çatlamaya da pek yatkın, açıkçası bence bu rujların en en kötü yanı bu! Asla kaliteli durmuyorlar. Hatta o kadar dandik ki Just Peachy'nin isim yazan bölümü düşmüş.

Rujların hepsi aynı yapıda değil, bazıları çok kuru bazıları ise kremsi. Duruşları mat ama bir tanesi var ki hem yumuşacık sürümlü hem de diğerlerine göre daha saten bitişli.

Ve karşınızda Wet n Wild Megalast Rujlarım;

Soldan sağa gidecek olursak, an başta isim yazmayan Just Peachy

Just Peachy: MAC Kinda Sexy muadili olarak gösterilen bu ruj turuncu nude bir ruj, oldukça sarı alt tonlu olduğundan dişleri sarı gösteriyor ve her cilt tonuna uyduğunu söyleyemeyeceğim. Zaten Kinda Sexy de bende korkunç ruhsuz duruyor. Bu rujun da onun gibi seveni çok ancak ne yazık ki sevmeyen gruptayım ben. Yapısından dolayı da pastel boya sürmüşüm gibi hissediyorum ve beni çok renksiz gösteriyor. Elimden çıkaracağım en yakın zamanda.

Spiked with Rum: Serinin en yumuşak ve en sevdiğim ruju, mat yapıda olmalarına rağmen bu ruj daha saten ve kremsi yapıda. Sürümü diğerlerinden çok çok kolay. Rengi koyu olmasına rağmen çok da iddialı durmuyor. Günlük olarak kullanmayı en sevdiğim ruj.

Cinnamon Spice: Koleksiyonuma en son eklediğim renk. Çok beğenmeme rağmen iddialı bulduğum için almayı geciktirmiştim ama günlük hayatta bile severek kullanmaya başladım. Vişne,bordo mat bir ruj. Tek katta gördüğünüz gibi hiç de iddialı değil.

In The Flesh: MAC Mehr'e dupe oluşu ile konuşuldu uzun süre, ben de hemen kaptım bir tane ama bana kalırsa pek de dupe değil Mehr'e. Mehr bende daha nude dururken bu ruj bende pembeye kaçıyor. Rengi tam bir joker ve sevdiğim renklerden biri. Wet n Wild markasına ait en sevdiğim günlük rujum diyebilirim.

Rose Bud: In te flesh'ten yarım ton kadar daha pembe, bir tık daha canlı bir renk. Her mevsime uygun pembe bir rujum olsun diyorsanız tam sizlik! Benim de açık renkli ikinci favorim! Spiked With Rum kadar olasa da diğer rujlara göre daha kremsi, kolay sürülebilir bir ruj.

Mocha-licious: Bu ruj da MAC Verve'e muadil gösteriliyor. MAC az biraz daha açık sanırım, denemedim ancak sanırım gerçekten benziyorlar. Kırmızı alt tonlu bir kahve bu. Nasıl bir renk tanımıysa bu. Sevdiğim ama sık kullanmadığım bir sonbahar / kış ruju.

Bare It All: Bu ruju da zamanında Velvet Teddy'e benzetildiği için almıştım. Yapısı korkunç kuru, sarı alt tonlu olduğundan yine dişleri olduğundan sarı gösteriyor. Ve yine bana hiç yakışmıyor. Koleksiyonumdan çıkaracaklarım arasında ne yazık ki.

Benim elimdeki Wet n wild Megalast Rujlarım bu şekilde. Sıkça indirime giren bu rujları maksimum 12 TL gibi bir fiyata Gratis mağazalarından satın alabilirsiniz.

Siz en çok hangisini seviyorsunuz?

Sevgiler,

Özi

Devamını oku

Merhaba! Bugün azıcık uzun bir yazıyla sizinleyim. Çayınızı kahvenizi yudumlarken okumanızı tavsiye ediyorum.

Aslında yeni yıldan da önce sadeleşme fikri ile epeyce ilgilenmeye başlamıştım. Odamdaki, banyodaki ve hayatımdaki düzensizlik beni pek sıkar olmuştu ancak bunları düzenlemeye dahi vakit ayıramıyordum.

Yeni yıl başlangıcı ile birlikte planner araştırmaları yaparken kırtasiyeye de hayli merak saldım (ki asında hep meraklıydım) ve etiketler, renkli renkli bantlar, kalemler derken odamdaki karmaşa beşe katlandı.

Dün odamı şöyle bir seyrettim, zaten kozmetik blogu yazarlığımdan kaynaklı dağınıklığım gözüme gözüme battı. kutulardan taşan rujlar, çekmecelerin kapanmasına müsaade etmeyen paletler, dolaplardan dökülen kağıtlar... Elbiseler... Durmalısın dedim! Yeniden minimalizm üzerine yazılar, bloglar okumaya başladım ve dün gece yeniden "Sade Hayatım" isimli bloga göz attım. Gezinirken karşılaştığım yazı tam manasıyla karar vermemi sağladı.

Öncelikle yazının büyük ve önemli bir bölümünü alıntılayacağım; (blog sahibinin kendisinin de etkilenip alıntıladığı bir yazı bu :) )

"DAĞINIKLIK TIKALI ENERJİDİR

Dağınıklığın karşılığı olan "Clutter" sözcüğü, Ortaçağ İngilizcesindeki donma, pıhtılaşma anlamındaki "clotter" kelimesinden gelmektedir. Arttıkça sizi içine alması, yolunuzu tıkaması da aynı şeye işaret eder.

Dağınıklık arttığı oranda mekana düşük seviyeli enerjiler de çekilmiş olur.

Benzer benzeri çeker, prensibi burada da geçerlidir.

Bunu her insan bilir; Sokakta yürürken birinin bir kenara bir izmarit veya boş bir sigara paketi attığını görürsünüz. Ertesi gün aynı yerden geçerken bir de bakarsınız, izmaritin/paketin yanında daha başka atıklar da birikmiş. Çok geçmeden burada bir çöp tepesi oluşur. Dağınıklık evlerde de aynı şekilde çoğalır. Başta az bir şeyle başlar, derken büyüdükçe büyür, çevresindeki durağan enerji de ona bağlı olarak çoğalır ve yaşamınız üzerindeki durağanlaştırıcı etkisini hissettirir.

İnsan yaşamında yeni bir sayfa açmak istediği zamanlarda, ya da sıkıntı bastığında kendini, evindeki veya odasındaki dağınıklığı toparlarken ya da bazı eşyaların yerlerini değiştirirken bulabilir.

Fakat insanların büyük çoğunluğu dağınıklıklarıyla yaşamaya alışabilmektedirler. Tıkalı enerji son derece yapışkandır ve gerçekten silkelenip bir şeyler yapmak için esaslı bir çaba gerekir.

DAĞINIKLIK NEDİR?

Oxford sözlüğünde "düzensizce birikmiş nesne kalabalığı" olarak tanımlanan dağınıklık, dört sınıfta ele alınıyor:

* Kullanmadığınız ya da sevmediğiniz nesneler

* Dağınık ya da düzensiz eşya

* Çok küçük bir alanda çok fazla eşya

* Tamamlanmadan yarım bırakılmış her şey

KULLANMADIĞINIZ YADA SEVMEDİĞİNİZ NESNELER

İnsan sahip olduğu her şeye görünmeyen kılcal enerji damarlarıyla bağlanır. O eşyaya verilen değer, yüklenen anlam, onun hakkındaki düşünce ve duygular eşya ile insan arasında bir alışveriş meydana getirir. Pozitif anlamda kullanılan, yararlı olan, bir fonksiyon gören veya sevilen nesneler olumlu enerjinin yayılmasında yararlı olabilir. Bunun tersine evdeki kullanılmayan, bozuk, sevilmeyen, kurtulunmak isteyip de atılmayan, başkasına ait olan, bir kenarda unutulan her şey, enerjinin durağanlaşmasına yol açar.

Sizin için bir anlam ifade etmeyen, önemi olmayan, kullanılmayan şeylerden kurtulunduğunda insan kendini bedensel, zihinsel ve ruhsal olarak da hafiflemiş hissedecektir.

DAĞINIK YA DA DÜZENSİZ EŞYA

Sadece sevilen ve kullanılan eşyaları evde tuttuğumuzu varsayalım, eğer bu eşyalar dağınık duruyorlarsa, mekan dağınık sıfatını korur, aradığımızı bulmamız zorlaşır.

Neyin nerede olduğunu bildiğinizde yaşam kolaylaşır.

Örneğin hepimiz evimizde yatağımızın nerede olduğunu biliriz. İnsanın yatağıyla arasındaki enerji bağı dolaysız ve açıktır. Bir de ev anahtarınızı veya şemsiyenizi veya başka bir şeyi düşünelim. Yeri genellikle tam olarak biliyor muyuz, yoksa zihinsel olarak ortalığı ayağa kaldırdığımız oluyor mu? Ya yanıtlamamız gereken mektup, ya da zarfa koyup atılmayı bekleyen bir mektup? Bazen haftalar sonra gazetelerin arasından elimize geçebilir.

Neyin nerede olduğunu bilmekten kaynaklanan huzur ve açıklık, bu durumlarda stres ve karmaşaya dönüşür.

Cüzdanımız veya çantamız o an için önemli gelen ama birkaç gün sonra işlevini yitiren telefon, adres ve not kağıtlarıyla, gerekli gereksiz broşürlerle dolup taşıverir.

Ya ani bir itilimle otomatik olarak alınan veya toplanan şeyler...

Eve getirir, şimdilik şuraya koyayım da sonra kaldırırım deriz. Ancak koyduğumuz yerde kalır. Kimi zaman aylarca kimi zaman yıllarca kalabilirler. Akla geldikçe veya gördükçe zihnimizin bir köşesinde belli belirsiz bir bıkkınlık yaratırlar.

Burada önerilen elbette abartılı bir titizlik veya düzenlilik hastalığı değildir.

KÜÇÜK BİR ALANDA ÇOK FAZLA EŞYA

Kimi zaman sorun yerden kaynaklanabilir. Aile büyür veya eşyalar çoğalır ama mekan aynı kalır. Dağınıklık zamanla evde nefes almakta güçlük yaratan bir hal alabilir. Çözüm büyük bir yere taşınmak ya da evde ciddi bir ayıklama yapmaktır.

TAMAMLANMADAN BIRAKILMIŞ ŞEYLER

Dağınıklığın bu türünü görmek daha zor, bilmezden gelmek daha kolaydır. Ancak sonuçları birçok alana yayılır. Tamamlanmadan bırakılmış her şey fiziksel, zihinsel, duygusal ve ruhsal alanda dağınıklık ve tıkanıklık yaratır.

Evinizdeki veya çekmecenizdeki ele alınmamış şeyler, yaşamınızda ele almadan bıraktığımız şeyleri yansıtır ve sürekli olarak enerjimizi çeker. Kırık çekmecenin tamiri, bozuk bir saatin veya aracın onarımı, damlayan musluğun contasının değiştirilmesi gibi ufak tefek tamiratlar bile mekanın enerji akışında önemli roller görür. Ve mantal alanda da ümit ve uyanıklık hallerine ulaşmada yararlı olabilir.

Dikilecek düğmeler, aranması gereken telefonlar, koparılması gereken ilişkiler ve diğer her tür belirsizlik, dönüp yüzleşmediğimiz sürece ilerlememize engel olur. Eğer istenirse insandaki tevil ve savunma mekanizmaları bunları gayet güzel bastırıp kamufle edebilir, ama bunu yapmak için daima enerji tüketir. Bitmeyen her iş yaşam enerjimizden çalar, adeta bir enerji vampiri gibi bizi sömürür.

DAĞINIKLIK BİZİ NASIL ETKİLER?

Çoğu insan dağınıklıktan nasıl etkilendiğini bilmez. Dağınıklığıyla yaşamaktan memnunluk bile duyabilir. Dağınıklığın etkisi ancak ondan kurtulunduğunda duyulacak rahatlama ve huzur ile anlaşılabilir.

DAĞINIKLIK KENDİNİZİ YORGUN VE UYUŞUK HİSSETMENİZE NEDEN OLUR

Çoğu dağınık insan ortalığı toparlamaya hali olmadığını söyler. Kendilerini sürekli yorgun hissederler. Oysa yorgunluğun nedeni dağınıklığın çevresindeki durağanlaşmış enerjidir.

DAĞINIKLIK SİZİ GEÇMİŞE BAĞLI KILAR

Bütün boş alanlarımız dağınıklıkla dolarsa yaşamımıza girecek hiçbir yeniliğe yer kalmaz. Düşüncelerimiz geçmişe takılıp kalır. Bakışlar ileriye bakmaktan çok geriye çevrilir. Sorunlarla yüzleşip daha iyi bir gelecek yaratmak yerine, geçmişi suçlarız.

DAĞINIKLIK BEDENDE DE TIKANIKLIKLARA YOL AÇAR

Dağınıklık aşırı bir hale geldiğinde evinizin enerjisi tıkanır. Aynı şey bedenimiz için de geçerlidir. Dağınık kişilerde kabızlık ve hazım bozuklukları, ciltte donukluk ve bozulmalar gibi rahatsızlıklara daha sık rastlanır.

DAĞINIKLIK KİLONUZU ETKİLER

Yapılan gözlemler, aşırı kilolu insanların genellikle dağınık insanlar olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bir bayanın dediği gibi; Evinizi ıvır zıvırdan arındırdığınızda bedeninizi abur cuburla doldurmak da size artık doğru gelmiyor?

DAĞINIKLIK ERTELEMEYE YOL AÇAR

Dağınıklık içinde yüzüyorsanız, işlerinizi yarına erteleme eğiliminiz olabilir. Dağınıklık enerjinin hareket yeteneğini azaltarak herhangi bir şeye girişmenizi zorlaştırır.

DAĞINIKLIK UYUMSUZLUĞA YOL AÇAR

Dağınıklık aileler, ev ve iş arkadaşları arasındaki tartışmaların nedenlerinden biri olabilir. Eğer siz gırtlağınıza kadar dağınıklığa gömülmüş olarak yaşıyor ya da çalışıyorsanız ama çevrenizdekiler sizin gibi değilse onların yaşama biçimi sizi engellemez ama sizinki onları kuşkusuz engeller.

DAĞINIKLIK YILGINLIK YARATIR

Dağınıklık enerjinizi aşağı çekerek kendinizi yılgın, depresif hissetmenize neden olur.

Depresyon türlerinin çoğu Yüksek Benliğinizin sizi, başka bir şey yapmanızın zamanı gelmiş olduğu için yapageldiğiniz şeye devam etmekten alıkoymasından kaynaklanır.

DAĞINIKLIK BAGAJ FAZLASI YARATIR

Eviniz aşırı dağınıksa, büyük olasılıkla yolculuğa çıkarken de yanınıza çok eşya alıyorsunuzdur. Dağınıklık bağımlıları GEREKİRSE diye peşlerinden sürükledikleri eşya için fazla bagaj ücreti ödemek durumunda kalırlar. Tatilden dönüldüğünde valizlerden bir yığın hiç giyilmemiş temiz ama buruşuk kıyafetler çıkar. İnsan duygusal ve zihinsel açıdan da fazla bagaj taşımaya eğilimlidir.

DAĞINIKLIK FAZLADAN TEMİZLİĞE NEDEN OLUR

Dağınık bir alanı temizlemek iki kat daha fazla zaman alır. Ne kadar dağınıksanız o kadar çok toz ve kir birikir, enerji o kadar durağanlaşır, temizlik yapmak isteği de azalır.

Yaşadığımız evin odalarını tek tek dolaşıp dağınıklık yaratan gereksiz ve kullanılmayan giyecek ve eşyaları gözlemleyip bunların evimizdeki fazlalık ve dağınıklıktaki payını ve işgal ettikleri alanı yüzdeye vurduğunuzda ortaya çıkan sonuç şaşırtıcı olacaktır."

Yazı bu şekilde uzayıp gidiyor. Ve paylaştığım bölümler üzerime dikilmiş kıyafet gibi bire bir uyuyor bana. Hal böyle olunca "Haydi Özi,artık zamanıdır." dedim ve başlıyorum!

Aldığım bir takım kararlar var. Onu da bir başka Sadeleşmek Üzerine serisinde kaleme alacağım.

Şimdilik bu kadar.

Dağınıklık sizin de gözünüze batıyor mu?

Veya sadeleşmek üzerine aldığınız kararlarınız var mı?

Varsa neler? Yazarsanız çok sevinirim.

Sevgiler,

Özi

*Görseller farklı sitelerden, yazının bir bölümü ise www.sadehayatim.com'dan alıntıdır.

Devamını oku

Merhaba, blogumun bugünkü konusu Haziran ayında yaptığım İlk Kiehl's Alışverişim. Özellikle 2013 yılında Midnight Recovery Serum ile ilgili bloggerlarla yaptıkları PR çalışmalarıyla dikkatimi çekmeyi başaran bu markanın özellikle bir kaç ürününü pek duyar olmuştum. Herkesin gözdesi olan Avokadolu Göz Kremini eninde sonunda alacaktım. Ankara'ya Göz Kontrolüm için gittiğimde Güzellik Evi kanalının sahibi İrem ♥ ile buluştuk. Ve Armada'da Kiehl's mağazasını ziyaret ettik.

Mağazanın gerek dizayı gerek çalışanların güler yüzü ve ilgisi muhteşem. Armada şubedeki Didem Hanım da bizi oldukça güzel karşıladı. Bir sürü ürünü denedik, merakımızı giderdik. Blogger olduğumuzu da belirtince daha detaylı bilgiler aldık. Bize denememiz için bir dolu Tester da verdi. Avokadolu Göz Kremi kendi aldığım ürün, yanındakiler de testerlar.

Creamy Eye Treatment with Avocado, Daily Reviving Concentrate, Midnight Recovery Concentrate, Midnight Rocevery Eye Cream, Actively Correcting & Beautifying BB Cream Natural, Clearly CorrectiveDark Circle Perfector

Tester ürünlerden kısaca bahsedecek olursam;

Sarı ve Mavi ambalajlı olanlar Kiehl's'ın meşhur Serumları; Sarı olan Daily Reviving Concentrate gündüz serumu, Mavi olan ise Midnight Recovery Concentrate ise cildinizi gece boyu onardığını iddia eden gece serumu.

Mavi kağıt ambalajlı olan Midnight Recovery Eye Cream, gece onarımı sağlayan göz kremi. Yapısı sanırım Avokadolu Göz Kreminden daha yoğun.

İki adet BB krem numunesi var, Natural renginde. Düzenli kullanımda içeriğindeki C vitamini ile ciltteki renk eşitsizliklerini gidermeyi sağlıyormuş. Fakat bu kremin rengi bana oldukça koyu kalacak sanırım :(

Sağ alt köşede kalan ürün ise Clearly Corrective Dark Circle Perfector, kullanıp en beğendiğim ve hatta tam boyunu satın alacağım ürün. Göz altlarındaki koyu renk halkaları düzeltmeyi hedefliyor. Kullandığınız andan itibaren göz altlarına aydınlık bir etki sağlıyor, iyileştirmeyi gerçekleştiriyor mu bilemiyorum.

Oldukça kalabalık bu numune ürünlerin kullanımı aklımızda kalmayacağından Didem Hanım teker teker hangi ürünü ne için kullanacağımızı anlattı, yetmedi kılavuz üzerinde işaretleyip yazdı. Serumların elde ısıtılıp tampon hareketlerle uygulanması önemliymiş mesela.

Cilt Bakım Konsültasyonu Kılavuzu

Ürünlerimin çoğunu bu yazıyı yazmak için kullanmayıp bekletmiştim, şimdi bir de minik tester kapları almayı bekleyeceğim çünkü bu poşetteki numuneleri uzun süreli kullanmanın yolu ne yazık ki o. Poşet testerları bu sebeple de hiç sevmiyorum.

Aklımda Kiehl's'ın online sitesinden alışveriş yapmak var. Clearly Corrective Dark Circle Perfector, Ultra Facial Cream (bu nemlendiriciye bayıldım!) ve Rare Earth Deep Pore Cleansing Masque'ı almayı düşünüyorum. Bu sebeple bu yazıya yapacağınız yorumlarınızbenim için oldukça önemli. Kiehl's'tan ne önerirsiniz? Veya almak istediğim ürünlerle ilgili yorumlarınız neler?

Yazarsanız sevinirim,

Sevgiler,

Özi

Devamını oku

Pages

Ve karşınızda Wet n Wild Megalast Rujlarım;

*Görseller farklı sitelerden, yazının bir bölümü ise www.sadehayatim.com'dan alıntıdır.

Ben Kimim?

Beni Takip Edin

Son yazılarım

Blog Arşivi

Markalar

Popüler Yayınlar

Facebook Sayfamı Takip Edin

En Çok Okunanlar